Galiba Yoruldum
Merhaba sevgili arkadaşım,
Başlık biraz ortada gibi, yoruldum yani. Belki yazıyı bitirince değiştirebilirim tabi, bunu göreceğiz bu yazı bitebilirse. Hiçbir şeye girişmeden şarkımızı verelim her zaman yaptığımızı yapıp. Sonrasında konuşmaya başlayalım.
There’s just so much goddamned weight on my shoulders
Five Finger Death Punch – Jekyll and Hyde
Omuzlarımda çok fazla yük var.
All I’m trying to do is live my motherfucking life
Sadece sikik hayatımı yaşamaya çalışıyorum.
Supposed to be happy, but I’m only getting colder
Mutlu olmam gerek ama giderek hayattan soğuyorum.
Wear a smile on my face, but there’s a demon inside
Yüzüme bir gülümseme takınıyorum ama altında bir şeytan yatıyor
Tekrar merhaba sevgili arkadaşım. Çok uzun bir ara oldu yine. Ne yazacağımı bilemedim. Senin başını boş yaparak şişirmek de istemedim. Biliyorum böyle şeylere takılmazsın ama sen de beni biliyorsun, ben takılıyorum. Delinin derdi kendiyle anlayacağın. Umarım iyisindir çünkü ben fazlasıyla yoruldum. Haddinden fazla yoruldum cidden. Bu ülkenin her bir hamlesi hayatımı giderek daha da daralan bir ayı kapanı gibi üstüme kapattı gibi hissediyorum her geçen gün.
Aradan geçen yaklaşık 7 ayın ardından bu yazıyı çok uzun tutarak gözlerini çok yormak istemiyorum. Sadece biraz konuşacağım ancak bu kez bir ricam olacak. Eğer buna hazır hissedersen aşağıdaki yorum kısmına sen de derdini paylaş. İster anonim, ister adınla. Paylaş, başka paylaşan olursa onlarla iletişim kur, fikirlerinizle bir çözüm üretmeyi deneyin. Hep ben anlatıyorum çok sıkıcı oluyor, biraz da seni ve diğer anlatacak kişileri dinlemek istiyorum.
Bu 7 aylık yokluğumda neler yaptım diye düşünüyorum ve aklıma tam olarak bitirdiğim hiçbir şey gelmiyor galiba. Sinirli bir kararlılıkla tek hamlede bırakmayı başardığım ve azalttığım işleri saymazsak tabi ki. O da farklı bir kayıp sonrası yaşadığım farkındalıkla oluştu. Kayıplarımızın bizi farkında olarak ya da olmadan değiştirebilmesi ne tuhaf. İnsan gerçekten bu yaşamın sonsuz olmadığını ve kendine ettiği eziyetlerin ne kadar anlamsız olduğunu başka türlü anlayamıyor.. Ya da ben bunu ancak böyle anlayacak kadar embesil biriyim, bilemiyorum tam.
Bunca yıldır yaptığım ne kadar salaklık varsa neredeyse hepsini hala ısrarla yapmaya devam ediyorum. Sadece bazı şeyleri birazcık değiştirip adım atmayı başardım. Bir düşünce deneyi gibi. Hala düşünce deneyi aşamasında tabii ama bir yandan da hayata geçirmek için araştırmalarımı yapıp kendimi geliştiriyorum. Tuhaf bir şekilde güzel gidiyor şimdilik, yol uzun ve umarım sıkılıp bırakmam bunu da. Bırakırsam bana sağlamından bir tokat at lütfen, bu kadar da salak olmamalıyım çünkü.
Evet paragraflarca bomboş konuştum, şimdi gelelim neden yoruldum diyerek gezdiğime. Yine şarkı sözlerine bakarak özenle ve bir o kadar da çok sevdiğim bir parça seçtim. Bu ülke bize zaman içinde çok hasar verdi. Bunu hepimiz biliyoruz. Dünyanın en tuhaf yönetim şekillerinden biriyle ilgili şurada zaten bahsetmiştim biliyorsun. Nasıl başardılar bilmiyorum ama o yazıdaki olayları daha da katlamayı başardılar. Şaşkınlık içerisinde izledim tüm olan biteni, muhtemelen senin de yaptığın gibi.
Çok bir şey istemeyen biri için giderek daralan bir kapan iyice zorlayıcı olabiliyor. Galiba çok çok şey istemek lazımmış ki biraz daha rahat nefes alınsın o kapanın içinde. Ona göre kapanıyor gibi hissettim, ya da ona göre yansıtıyor insanlar ve benden daha iyi bir poker suratları var. Ben artık eli açık oynayan ve bunun yarı farkında emekli bir amca gibi hissediyorum. Masadayız esprisi yapmamalıyım bu noktada çünkü artık masa biziz maalesef ki..
Paragraflaar paragraflar ve ne sorsan ne anlattığımı baştan sona hatırlayamayacağım kesin. Yaşlandım diyorum, yoruldum diyorum ama kimse inanmıyor bana. Bu ülkenin genci yaşlısı herkes yoruldu ve gençleri erken yaşlandı. Lisedeki çocuk ekonomi profesörüyle kapışacak hale geldi, malum kesim ise bir noktada telefonla yetinmeyip “instagramını aç” moduna kadar ilerledi tek derdi mutlu bir gençlik yaşamak olması gereken grubun üstüne doğru.
Ben yoruldum. Yoruldum ama insanlardan yoruldum. İşler hep vardı, hep olacak bundan yorulmadım, bu işler sonucu başaracağım şeylerin yetersiz kalma ihtimaliyle motivasyonumu yitirdim, hedeflerimi şaşırdım zaman zaman ama bunlar beni yormadı. Beni yoran asla değişmeyen, asla ama asla eğitilemeyecek ve başımızda sıkışıp kalmış genci ve yaşlısı insan sürüsü. Ahlaksız bir toplum. Günlük yaşamından iş hayatına kadar her yerde ahlaksız hem de. Açık giyinene bakanı, sattığı üründe gramaj kaçıranı, malzemeden kaçanı.. Bunların hepsi ahlaksızlık.. Ama sorsan hepsi ahlak bekçisi, hepsi her şeyleriyle mükemmel insanlar.
Ben yoruldum çünkü bu insanlar bitmiyor. Onlar bitmedikçe ve gördükçe ben kaçmaya başladım ve kaçmak yorucu oluyor, en az onlara katlanmak kadar hem de. Bu yüzden o sevgili cahillere şu güzel dörtlüğü armağan etmek istiyorum:
Bilmediğin şey yok,
Aziz Nesin
Her şeyi sen biliyorsun.
Herkes kendini bir bok,
Sen iki bok sanıyorsun.
Kendimi bir tık da olsa anlatabildiğime inanıyorum. Daha sık gelmeye de çalışacağım kesinlikle bundan sonraki süreçte. Umuyorum ki bu kez böyle bir yakınmayla değil, güzel bir öyküyle geleceğim karşına. Kendine çok çok iyi bak bu süre zarfında lütfen. Her ne olursa olsun bana yazmaktan da asla çekinme. Biliyorsun, pek uyuyan biri sayılmam. Ayrıca, söyleyen belki yoktur ama sen iyi ki varsın, en çok da kendin olduğun için. Görüşmek üzere 🙂
Bu arada üstte verdiğim şarkının çevirisini siteler maalesef ki yanlış yapmış. Buraya tıklayarak güzel bir çeviri eşliğinde dinleyebilirsin.
--5 Yorumlar--
Nefes almanın bile zorlaştığı bir ülkede nefes alabiliyorsak hâlâ umut var denektir.
Sözlerine bir şarkısı alıntısından eklemeyle giriş yapmak isterdim. Ama sanki hiçbir alıntı hiçbir söz bulduğumuz yorgunluğu anlatacak kadar değildi… Yorgunluğunu paylaşıyorum. Bir gün sonrasını merak etmeyecek seviyeye gelenlerden olmuşuz. Çünkü aynı şeyler etrafında olmak sadece yorgunluk getirmeye devam edecek… Umarım umuda inanacağımız anlarımız olur..
Mevcut durumumuz kimilerine komik gelecek ama resmen Amerikanvari bir filmin yarısında umutsuzlukla dolmuş, dayak yemiş ve her şeyden vazgeçmek isteyen o başrole dönmüş gibiyiz. Yapmamız gereken yan karakterin diyeceklerini iyi dinleyip yola devam etmek zira başka bir hayat yok, giden zaman geri gelmiyor. Belki filmin sonunda çok iyi yerlere gelip o büyük ödülü kazanırız kim bilir? (:
içimdekileri yazıya dökmek isteyip üşendiğim ne varsa hepsini yazmışsın,yine. hepimiz çok yorgunuz ve bunu düzeltebilecek hiçbir antidepresan yok dfkjshfk şahsen at gözlüğü takıp hiçbir şey yokmuş gibi davranan insanların çok mutlu olduğunu gördüm . bizim de bunu yapmamız gerektiğinin kanısındayım. ve yolculuğunda yaşadığın farkındalıklardan sonra artık kendine gereken değeri vermeye başladığın için seninle gurur duyuyorum . bütün bu kaosun içindeki en önemli şeyin ”kendin” olduğunu sakın unutma ve robot değil insan olduğunu kendine her zaman hatırlat. unutursan ben döve döve hatırlatırım merak etme jkfdgjkd
“…var olmak için elimde olmadan harcadığım çabayı, ağır bir kıyafet gibi üzerimden çıkarmak istiyorum…” Pessoa
Evet, tahmin ettiğin üzere hepimiz ağırlığını hesaplamaya gücümüzün yetmediği bu kıyafeti uykularla ve çalışmalarla uyuşturarak taşımaya çalışıyoruz. Günler ardışık ilerliyor, zaman bunca hızla akıp giderken hazır olmayışımızla ilgilenmiyor. Keşke birbirimizin yorgunluğuna dokunmaktan ve ona yalnız değilsin hissini vermekten fazlasını yapabilseydik, birbirimizin yüreğinden yükünü söküp atma şansımız olsaydı; düşüncelerimiz bu kadar can çekişiyor halde çaresizce aklımızda dönüp durmazdı. Her şeye rağmen en azından bir müziği dahi aracı ederek benzer duyguları paylaşabiliyor olmamız oda karanlık ve boğucuyken bile fark edilir renkler getirebiliyor 🙂