Dijitalden Analoga Bir Çağrı
Bugün biraz farklı bir yazıyla geldim, küçük yaklaşımlarla geldim, yazımın ilk halinde burası yoktu ancak şarkısız paylaşıp geleneği bozmayayım istedim, o halde lafı daha fazla uzatmadaaan, parça gelsiin:
Karabalık ters yüzüyor.
Kafasına koymuş durduramazsın.
Multitap – Kara Balık
Teknoloji, her adımıyla çocuk, genç, yaşlı demeden herkesi peşinde sürükleyen bir olgu. Elbette teknolojinin içine doğan bir neslin, ucundan yakalamış bir nesle oranla bu olguya hakimiyeti ve bu alana ilgisinin daha fazla olması kadar doğal bir durum da yok. Peki ya katlanarak gelişen ve daha da çok hayatımızın bir parçası olan teknolojinin gençlerin sosyal yaşamı üzerindeki etkisi nedir?
Yazının başında da belirttiğimiz gibi gençler dijital medyanın yeni hakimleri konumundalar. Bu konum onlara kendi geleceklerini yazma fırsatı tanıyor. Her bir kuşak kendi gelenek göreneklerini bir sonraki nesle empoze etmek isterken Z kuşağı olarak isimlendirebileceğimiz kuşak bu bağlardan kendini arındırıp kendi kültürünü oluşturma derdinde. Z kuşağındaki gençler, X ve Y kuşaklarının aksine adeta internetin ve teknolojinin içine doğmuş, sonsuz bir kütüphaneyle, sınırsız bir bilgi erişimiyle günümüze ulaşmış durumdalar. Küreselleşmenin anahtar olduğu günümüzde çağa ayak uydurmaya çalışan gençlerimiz bunu yaparken aileleriyle aralarındaki kuşak farkı sebebiyle çatışmalar yaşayabiliyor. Y nesli daha arada bir köprü görevi görmekle birlikte, X kuşağı için Analog, Z kuşağı için Dijital benzetmesi yapabiliriz. X kuşağındaki insanlar daha çok ailevi bağlar, özel günler, ziyaretler gibi konularda yüzyüze olmayı tercih ederken Z kuşağı bu konuda daha mesafeli kalmayı daha makul buluyor. Bir mektup için belki de bir ay beklemiş bir nesil, bir tıkla dünyanın öbür ucuna ışık hızında ulaşabilen bir nesile sabır ve yüzyüze aktivitelerin önemini anlatmaya çalışıyor. İşler de tam olarak burada karışıyor. Zira hıza ve kolaylığa alışan gençler, kendi normallerinden daha fazla zaman gerektiren, fiziksel olarak yapmaları gereken şeylerden kaçınmaya çalışıyor. Bu da bizi uzun bir açıklamanın ardından sorumuza geri döndürüyor. Teknolojinin hayatımızdaki konumu gençlerin sosyal hayatını nasıl etkiliyor? Dünyanın dört bir yanına kolay ve hızlı bir şekilde ulaşabilmenin ve çabucak gruplaşabilip daha geniş bir kitleye ulaşabilme imkanına sahip olduklarını düşündüğümüzde olumlu bir etkiden bahsedebiliriz. Ancak iş fiziksel dünyalarına döndüğünde aynı şeyi söylememiz biraz güç bir hal alıyor. Telefon, tablet ya da bilgisayarından neredeyse ayrı yaşamayan ve/veya kafasını kaldırmayan gençler aileleriyle, akrabalarıyla, arkadaşlarıyla fiziksel olarak vakit geçirmiyor. Peki bu gençlerin fiziksel dünyada aktivitelerden kaçınmaları onları çevrelerine karşı duyarsız hale getirir mi? Bana kalırsa aksine daha duyarlı bir hale geliyorlar. Çünkü bu gençler fiziksel sınırlarla kendilerini kısıtlamıyorlar, küresel bir dünyada “Tüm dünya benim çevremdir.” Algısıyla herkes için hareket ediyor, örgütleniyorlar. Yardım kampanyalarıyla, kayıp, kan gibi acil ihtiyaçların duyurulmasında, hak ihlallerinde ve çok daha fazlasında sadece tanıdıklarıyla değil, tanımadıklarıyla da olanlara seyirci kalmayıp, olumsuza karşı durmak için çabalıyorlar.
Dünya eskiden bildiğimiz gibi değil, asla da olmayacak. Elbette gerçek hayatta yapılan yürüyüşlerin, protestoların, bildirilerin ve yardım kampanyalarının etkisi var ancak bunu daha küresel bir halde yapıyorlar ve fiziksel olarak bir yerlere gitmiyorlar diye gençlere “Çevreye karşı duyarsız.” Etiketi yapıştırmanın sağlıklı ya da doğru olmadığını düşünüyorum. Belki bazılarınız “Tiktokla mı kurtaracaklar bizi?” tarzı sorular soruyor olabilirsiniz ancak dürüst olalım, her kuşağın gençliğinde utandığımız noktalar var, bunlar bizim dönüp baktığımız ve güldüğümüz anılarımız olarak kalıyor ve biz ilerliyoruz. Şu noktada bizim yapmamız gereken onların oluşturacağı dünyaya yardım etmek ve baskın olmadan, onlar ihtiyaç duyduğunda onları yönlendirmek. Artık çağ onların çağı, kendi kültürleri ve alışkanlıklarıyla sosyal kurallarını ve kendi dünyalarını oluşturacaklar. Biz engel olmayalım kâfi.
--0 Yorum yap--